Düşük gelir ve aşırı hayat pahalılığı yetmezmiş gibi kazandığımızı dolandırıcılara kaptırmamak için de ayrı bir mesai harcıyoruz. Son zamanlarda da dolandırıcıların sayısı o kadar artı ve yöntemleri öyle pervasız oldu ki sadece şaşkınlık değil yılgınlık yaratıyorlar. Hatta öyle ki pervasızlık, Türk tipi dolandırıcılığın tanımlayıcı özelliği oldu. Çaldıkları paraların miktarından çok ne kadar çok kişinin canını yakarsa öyle tatmin olan kişi ve daha çok da organize çeteler ile baş başayız. O yüzden yeni dolandırıcılık yöntemleri de klasik SMS mesajlarından, kripto paralara kadar inanılmaz bir çeşitlilik gösteriyor. Birinden kaçsanız bir diğerine mutlaka yakalanıyorsunuz. İliklerimize kadar sinmiş çok yavaş ilerleyen ve düzgün işlemeyen bir adalet sisteminin içinde sürünme korkusu pek çok kişiyi dolandırıcıların tuzağına iten ana sebep oluyor. Diğer kesim ise asgari ücret ile sürdürmeye çalıştığı hayat görünümlü bir hapishane yaşamı içinde olduğu için umutsuzluk içinde bir başka delhize düşüyor. Kısaca, hem bu vicdansız omurgasızların sayısının, hem mağdurların çaresizliklerinin katlanarak artması yüzünden her gün yeni bir dolandırıcılık yöntemi peydah oluyor. Bu yüzden yeni tuzaklar hakkında bilgilerimizi sıklıkla güncellemenizi gerekiyor. Peki son günlerce dikkat edilmesi gereken yeni tür dolandırıcılık yöntemleri neler?
Sms mesajları dolandırıcılıkta hala bir klasik. Ama bu alanda yenilik, artık daha çok savcı, polis olarak kendini tanıtıp sizden para sızdırma mesajlarının yerini internet satış ve kargo firmaları üzerinden icraya verildiniz mesajlarının almaya başlaması. Bir hukuk firmasından geliyormuş gibi gönderilen bu mesajları ciddiye alıp geri dönerseniz farklı kalemlerdeki masraflar için sizden bir bedel talep ediliyor. Konuşmaların kayıt altına alındığını iddia edip tiyatrolarını gerçek gibi gösteriyorlar. Bu konuşma ve mesajlarda en büyük sıkıntı isim, telefon ve adres bilgileriniz dahil neredeyse tüm kişisel bilgilerinizin bu omurgasızların eline geçmiş olması. O yüzden bir “acaba mı” yaşıyorsunuz? Tavsiyem sizi arayan telefon numarasına dönmeden önce 112 Acil servisi arayıp, dolandırıcılık birimine kontrol ettirmeniz ve böyle bir numara yoksa da polise mesaj içeriği ile beraber numarayı bildirmeniz. Evet böyle bir birim var ve ilgililer. Polis de bu arsızların sayısından yılmış olmasına karşın bu numaraları sürekli takip ediyor. Ama belli ki Polis ve ceza korkusu dahi bu gözü dönmüşleri yıldırmaya yetmiyor. Bir küçük not; gerçekten icralık bir durumunuz varsa size noterden bir bildirim yapılması gerekir. Sms mesajı ile değil. Yine bir başka tür olan dolandırıcılık olan “linki tıklatma” da tam gaz sürüyor. E-Posta üzerinden gelen linklere tıklamamanız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi ki moda ankete katılın, bağış yapın e-postaları. Miktarların boyutu küçük ama toplamda miktarı yüksek dolandırıcılık türü oldukları için pek umursanmıyor. Ek olarak girdiğiniz bankanın ve alışveriş sitelerinin birebir taklitlerini yapan daha sofistike dolandırıcılar türedi. Bu yüzden hiçbir koşulda “bir e-posta üzerinden bir linke tıklayıp şifre girmeyin”. Telefon, internet vs. taahhüdünüz bitti veya altyapı değiştiriyoruz yalanı ise bir diğer yükselen dolandırıcılık yöntemi. Siz onay verdikten sonra ikinci bir numara tarafından aranıp size yeni bir paket satıyoruz kısvesi altında kredi kartı bilgileriniz alınıyor. Bilgileri telefona tuşlayarak girseniz dahi şifre ve kart bilgileri dolandırıcıların eline geçiyor.
Kripto paralar ise dolandırıcıların cirit attığı bir evren olmaya başladı. Maalesef çok yararlı olacak bir teknoloji giderek dolandırıcıların beyin fırtınası yaptığı bir foruma dönüşüyor. Dünyada kripto borsalarındaki para ve token’ların %99’u, herhangi bir yararlı sağlamayan ponzi tipi dolandırıcılığın dijital temsilcilerinden başka bir şey değil. Önümüzdeki iki sene içinde %90 kripto projesi(!)’nin batacağı düşünülüyor. Sandığınızın aksine de bir kripto para çıkarmanın neredeyse hiçbir maliyeti yok. Dünyada da ciddi bir düzenlemesi ve kısıtlaması da yok. Türlü türlü kripto borsalarında istenildiği kadar belirlenen kısaltmalar ile kripto para olarak pazarlanacak “token” basılabiliyor. Ardından sosyal medyada viral veya paralı reklamlar ile önünde, arkasında hiçbir değeri olmayan “şeyler”, çok kazanacaksınız vaadi ile birilerine “yatırımcı olun” kısvesi altında satılıyor. Bu ponzi işlerde de genelde ilk ve büyük para yatıranlar ile son girenler en çok parayı kaybedenler oluyor. Türkiye’de de kriptolara ilgi büyük olduğu içinde son günlerde bu ilgiyi sömürmek isteyen kripto basanlar, yatırım tavsiyesi veriyoruz diyerek para aşıranlar veya ellerindeki kriptoları değerlemek isteyen pek çok farklı tipte kötü niyetli kişi türedi. O yüzden ister büyük ister küçük miktarlarda olsun eğer kripto paralara yatırım yapacaksanız mutlaka ne sattın aldığınızı iyice araştırarak yatırım yapmalısınız.
İlginç olan son bir tespitim var. Aslında dolandırıcılarımız çok çalışkanlar. Şaka değil! Çünkü sayıları giderek arttı. Aralarındaki rekabet çok ve sürekli yeni yöntemler bulmak zorundalar. Yani dolandırıcılıkta gösterdikleri şu hüner ve mesaiyi dürüst işlerde sergileseler aslında hem daha az, hem daha dertsiz çalışacaklar, hem daha fazla kazanacaklar. Ama burası Türkiye! Artık sadece kebabı, baklavası ile değil dolandırıcısı ile meşhur bir ülkeyiz! Bu şöhretimizi sürdürmeliyiz değil mi? Dilerim ki kalan günlerimizde bu omurgasızlardan çok merhametli insanlar ile karşılaşırız. Sağlıklı günler dilerim.